26 Mayıs 2009 Salı

Romanyali Teniscinin Karari ve Yurdum İnsaninin Tepkileri...

Bügün yine olağan şekilde haberleri online olarak okuyorum , birçok gazete bu habere yer vermiş...

17 yaşındaki tenisciden ilginç karar başlıgıyla

İçeriginde genç teniscinin büyük gögüsleri yüzünden maç içinde istedigi perfomanmansi gösterememesi ve bu yüzden bir küçültme operasyonu geçirecegi yaziyor aslinda bu noktaya kadar ilginç bişey yok , yurdum insaninin tepkileri asıl ilginç olan bende sizlerle bunlari paylaşmak istedim....

-bu bir cinayet olur. BM, AB, Greenpeace ne varsa artik buna engel olunmali
-Anıtlar Kurulunu Göreve Çağırıyorum, bu güzelliğin tadilatına izin verilmemeli. :))
-Şu an moralmen çökmüş durumdayım..
-Bunu yapacaksanda bari bir iki grand slam sonrarinda yapsaydinda canli seyredilsekdik... :(
- Kariyeri için değer mi bilemiyorum, ama ileride bel ağrılarına da sebep olabilir...

Yorumlara maruz kalan tenisçi ise Simona Halep

21 Mayıs 2009 Perşembe

Hidayet'i takip etmek...


Basketbolla oldum olasi aram hep iyidir , Efes'in koraç kupasini kazandigi senelerdi benim ilkokul yıllarim o başarı fazlasiyla etkilemişti beni ve basketbol oynamaya itmişti beni.

İlkokulumuz basketbol takımı vardi fakat kadro sene başında belirlenmişti ama ben kadroya girmeliydim o takımda olmam gerektigini düşünüyordum, bunu anneme anlattim annemde beni oldukça destekledi ve coach'la konuscagini söyledi ve annem bana güzel haberi iletmekte geçikmedi "1 hafta gelsin bi görelim ama fazla heveslenmesin" kelimleri dökülmüş coach'un agzindan , devam eden süreçte oldukça başarılı oldugumu söylemek zor olmaz , takımın point guard'i olmuştum biranda.Hep hırslı bi çoçuk oldum ki bu hırsı , kazanma hırsı , hiç kaybetmedim. Hiç unutmuyorum basit bir antremanda topu yakalamak için saha dışına cıkmamasi için zıplayip topu çevirdikten sonra kafamı duvara cok sert vurmuştum , bu aslinda hırsın bana verdigi en büyük zarar degildi hırsımın en kötü sonuçu amasya'daki final maçında 5 faulle oyun dışında kalmam bunun devaminda babamın sahaya girip hakemlerle kavga çabasi içine girmesi ve salondan atılmasiyla sonuçlanan olaya sebeb olmasi....

Anliyacaginiz bende basketbol aşkı büyüktür.

NBA , National Basketball Association , Dünya'nin en kaliteli basketbol ligi olarak kabul edilir, bende ligdeki Türk oyunculari saat farkına rağmen hep takip etmeye çalıştım.Hidayet , Mehmet OKUR , Mirsad TÜRKCAN , İbrahim KUTLUAY , Zaza....

Hidayet 8 senedir NBA 'de S.Kings tarafindan 16. sırada draft edilerek NBA serüvenine başladi ben onu daha çok Spurs ve Magic formalari altinda daha yakından takip etme şanşım oldu , bügünlerde Hidayet çok konuşuluyor ki çok konuşulmasının sebebi iyi perfomansi , konferans finallerinde Orlando son şampiyon Celtics'i yari finalde , Sixers ilk turda eledi.Boston serisinin 7.maçında çok iyi bir perfomans sergileyen Hedo takımını konferans finallerine taşıdı diyebiliriz.7. maç sonrasinda NBA efsanesi Reggie Miller " Eminim Micheal Jordan böyle bi maçının olmasini isterdi" diyerek Hedo'nun bu mükemmel perfomansinin ne kadar üst düzey oldugunu net bi şekilde belirtti.

Dün gece Hidayet yine sahaya çıktı ve 15sa 14ast ile kariyer playoff ast rekorunu kırdı , son çeyrekte Magic 29 sayi atti 26'sinda Hedo sayi ve assistleriyle vardi.

Uykusuz geceler geçirsemde Hidayet'i takip etmeye devam edicem , onunla gurur duydugumuzu umarim Okyanus ötesinden hissedebiliyordur.


20 Mayıs 2009 Çarşamba

Teşekkürler

Blog'mun temasini seçen ve her türlü yardımı esirgemeyen sevgili arkadaşım Muhammed YILDIRIM'a çok teşekkür ediyorum, motivasyonumu sağlayan ilk ışıltır kendisi.


Mami " Creating solutions for problems , facilatating your life "

Lviv Benden Büyük Onla Başa Çıkamam....

22 Haziran'dı herzaman ki gibi sıcaktı İzmir.Uyayamiyordum ama bu sefer sorun sıcak İzmir havasi değil , gelecek yeni günde beni yeni insanlarin , yeni bir tecrübenin, farkli bir kültürün ve ögrenilecek biçok şeyin beklemesiydi -beni Ukrayna'nin beklemesiydi-

Ertesi gün İstanbul'a beni götürcek otobüse binmek için evden ayrildim , servise binmek için beklerken..."Hayatımda yanlış kararlarım oldu hatta bazen o kötü kararların sayısı iyi kararlardan fazlamı diyede çok fazla düşündüm, beni tanıyanlar bilirler kötü bi Amerika tecrübemin oldugunu, işte bu kez bu şehirden ayrılırken daha önce yaşadığım tecrübeden çok daha iyi olan bi tecrübeye yelken açıyor olduğumu anlıyordum ama..."

Otobüse bindim ve önümde Melike otuyordu AIESEC'den arkadaşım onun da yarin Yunanistan'dan başlıçak olan bi interrail mecarası yaşıyaçağını öğrendim ve onla uzun uzun ne yapacağını konuştuk nedense insanlarin seyahat planlarını duymak beni hep heyecanladırmıştır. İstanbul bu kadar uzak miydi İzmir'e diye çokca sordum kendime :) Bu arada uçağım sabah 8.05'de kalkicak 6.30 gibi havaalanında olmalıyım bu yüzdende kaygılanıyorum biraz otobüs kaçta varıcak İstanbul'a diye ama kaygılanıcak bişey yok 5'de İstanbul'dayım ve havalimanina hareket için servisime biniyorum, başka şehirden gelip havalimanina gidicekler için Nilüfer en iyi opsiyon, tecrübe ile sabit :)

Bagajlar elde, güvenlik kontrolleri ve dış hatlarda bi kaç turdan sonra bi noktada kendimi dinlenmeye çekiyorum heyecan üst düzeyde bu arada, karnım aç bişeyler atıştırsam mı noktasında Burger King beni kırmızılı logosuyla tahrik ediyor ama karşı koyuyorum kendime ki açlıgımı giderecek şeyin borsha çorbası oluçağını bilmiyorum bile...Oturduğum yerden gözlemliyorum insanlari, İstanbul Havalimani bulunduğu bölge açısından birçok nokta için bağlantı görevi görüyor özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika uçuşlarının bir kısmı için bu söyledigim geçerli bu yüzden birçok farklı milletten insan görmek mümkün.

Kapidan gayet bakımlı şarışın bir kadın giriyor ve yanıma oturuyor aynasi elinde ve bütün gözler onun üstünde, bir İtalyan kafile -yada ben İtalyan olduklarini düşünüyorum- bakışlarıyla süzüyorlar güzel kadını bende kendimi tutamayıp Ukrayna'lı oldugunu düşündügüm kadına dönerek , "It's really hard to be Ukrainian woman in Turkey" diyorum yüzünde bir tebessüm, sempatikliğimden ölüyorum :) Bu bayan bana Kiev havalimanında oldukça yardımcı olucak aynı zamanda....

Check-in işlemleri yapilicak, Aerosvit açtı check-in gişesini ve gidiyorum bu arada sanırım her Türk'de olan soru işareti benim kafamdada var " Kaç kilo gelcek bu valiz, ekstra ücret ödenecek galiba "


Evet valizim biraz ağır ama bu Aerosvit için problem değil :) Elimde boarding pass'im ki bu bir sonraki duragi işaret ediyor yani Kiev'i...

Kendimi atiyorum Duty Free'ye "Rakı" almalıyım mutlaka ki onlara gösterme şansım olsun "Turkish Magic" neymiş :P En güzelinden Rakı'mız seciliyor.


Uçagımın vakti gelicek bende yavaştan hareketleniyorum kapıya doğru.

Bir sonraki durak KIEV....




Devami gelicek....

Blog Archive