20 Mayıs 2009 Çarşamba

Lviv Benden Büyük Onla Başa Çıkamam....

22 Haziran'dı herzaman ki gibi sıcaktı İzmir.Uyayamiyordum ama bu sefer sorun sıcak İzmir havasi değil , gelecek yeni günde beni yeni insanlarin , yeni bir tecrübenin, farkli bir kültürün ve ögrenilecek biçok şeyin beklemesiydi -beni Ukrayna'nin beklemesiydi-

Ertesi gün İstanbul'a beni götürcek otobüse binmek için evden ayrildim , servise binmek için beklerken..."Hayatımda yanlış kararlarım oldu hatta bazen o kötü kararların sayısı iyi kararlardan fazlamı diyede çok fazla düşündüm, beni tanıyanlar bilirler kötü bi Amerika tecrübemin oldugunu, işte bu kez bu şehirden ayrılırken daha önce yaşadığım tecrübeden çok daha iyi olan bi tecrübeye yelken açıyor olduğumu anlıyordum ama..."

Otobüse bindim ve önümde Melike otuyordu AIESEC'den arkadaşım onun da yarin Yunanistan'dan başlıçak olan bi interrail mecarası yaşıyaçağını öğrendim ve onla uzun uzun ne yapacağını konuştuk nedense insanlarin seyahat planlarını duymak beni hep heyecanladırmıştır. İstanbul bu kadar uzak miydi İzmir'e diye çokca sordum kendime :) Bu arada uçağım sabah 8.05'de kalkicak 6.30 gibi havaalanında olmalıyım bu yüzdende kaygılanıyorum biraz otobüs kaçta varıcak İstanbul'a diye ama kaygılanıcak bişey yok 5'de İstanbul'dayım ve havalimanina hareket için servisime biniyorum, başka şehirden gelip havalimanina gidicekler için Nilüfer en iyi opsiyon, tecrübe ile sabit :)

Bagajlar elde, güvenlik kontrolleri ve dış hatlarda bi kaç turdan sonra bi noktada kendimi dinlenmeye çekiyorum heyecan üst düzeyde bu arada, karnım aç bişeyler atıştırsam mı noktasında Burger King beni kırmızılı logosuyla tahrik ediyor ama karşı koyuyorum kendime ki açlıgımı giderecek şeyin borsha çorbası oluçağını bilmiyorum bile...Oturduğum yerden gözlemliyorum insanlari, İstanbul Havalimani bulunduğu bölge açısından birçok nokta için bağlantı görevi görüyor özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika uçuşlarının bir kısmı için bu söyledigim geçerli bu yüzden birçok farklı milletten insan görmek mümkün.

Kapidan gayet bakımlı şarışın bir kadın giriyor ve yanıma oturuyor aynasi elinde ve bütün gözler onun üstünde, bir İtalyan kafile -yada ben İtalyan olduklarini düşünüyorum- bakışlarıyla süzüyorlar güzel kadını bende kendimi tutamayıp Ukrayna'lı oldugunu düşündügüm kadına dönerek , "It's really hard to be Ukrainian woman in Turkey" diyorum yüzünde bir tebessüm, sempatikliğimden ölüyorum :) Bu bayan bana Kiev havalimanında oldukça yardımcı olucak aynı zamanda....

Check-in işlemleri yapilicak, Aerosvit açtı check-in gişesini ve gidiyorum bu arada sanırım her Türk'de olan soru işareti benim kafamdada var " Kaç kilo gelcek bu valiz, ekstra ücret ödenecek galiba "


Evet valizim biraz ağır ama bu Aerosvit için problem değil :) Elimde boarding pass'im ki bu bir sonraki duragi işaret ediyor yani Kiev'i...

Kendimi atiyorum Duty Free'ye "Rakı" almalıyım mutlaka ki onlara gösterme şansım olsun "Turkish Magic" neymiş :P En güzelinden Rakı'mız seciliyor.


Uçagımın vakti gelicek bende yavaştan hareketleniyorum kapıya doğru.

Bir sonraki durak KIEV....




Devami gelicek....

Blog Archive